Son dönemde eğitim sistemine yönelik artan hile ve dolandırıcılıklar, toplumun çeşitli kesimlerinde büyük rahatsızlık yaratmaya devam ediyor. Bu olaylardan biri de, çocuğunun okul sınavında yardımcı olmak isteyen bir annenin, öğretmenlerin dikkatini çekerek yakalanmasıyla gündeme geldi. Sınav sorularını çalmaya çalışan anne, çocuklarına olan sevgisinin sınırlarını fazlasıyla zorlamış oldu. Gerçekleştirilen bu olay, hem eğitimdeki etik sorunları sorgulattı hem de ebeveynlik kavramına ilişkin tartışmaları yeniden canlandırdı.
Bu dikkat çekici olay, geçtiğimiz günlerde bir ilkokulda yaşandı. Öğrencilerin sınavına iki gün kala, öğretmenler okulun sıkı güvenlik prosedürüne dikkat çekti. Ebeveynlerin sınav sürecine müdahale etmeleri yasaklanmış olsa da, bu durumu göz ardı eden anne, çocuğunun sorularını çalmak için plan yapmaya koyuldu. Sınav günü geldiğinde okul bahçesinde gözüme çarpan şüpheli hareketler, öğretmenlerin dikkatini çekti. Birkaç öğretmen, öğretmenler odasında yapılan alınan önlemler doğrultusunda kamera kayıtlarını incelemeye karar verdi.
Güvenlik kameralarında yapılan inceleme, annenin sınavın yapılacağı sınıfa girdiğini ve belli bir süre sonra oradan ayrıldığını gösterdi. Bu durum, olayın fark edilmesine neden oldu. Öğretmenler, annenin hangi amaçla orada bulunduğuyla ilgili kısa bir toplantı düzenleyerek ne yapacaklarına karar verdiler. Anne sınav sonrası okulda gizlice soruları alma girişiminde bulunduğunu kabul etti ve bu durumu daha da düşündüren bir skandal hali aldı.
Olayın ortaya çıkmasının ardından eğitimciler ve psikologlar, bu durumu ebeveynlik konusuyla bağdaştırarak uzun bir değerlendirme sürecine girdiler. Ebeveynlerin çocuklarının eğitiminde ne denli bir etkiye sahip olduğu sorusunun yanıtı, pek çok aile için önemli bir gündem maddesi haline geldi. Çocukların geleceği için en iyi seçimlerin yapılması gerektiği fikri, bazı ailelerde hileli yollar kullanılarak çürütülmekte. Bu durum, çocuklara karşı ailelerin başvurduğu sağlıklı eğitimi tehdit eden bir unsur olarak değerlendiriliyor.
Öte yandan eğitim sisteminin bu tür durumlarla başa çıkabilmesi için gerekli önlemlerin alınması gerektiği de belirtiliyor. Eğitimciler, okullarda daha etkili bir şekilde etik değerlerin aşılanması gerektiğini vurgularken, ebeveynlerin de dikkatli olmalarını ve çocuklarıyla sınav gibi konularda iletişimini artırmalarını öneriyor. Aksi halde, gelecekte daha fazla benzer durumla karşılaşılabileceği uyarısında bulunuyorlar.
Bütün bu yaşananlar, çocuğu için en iyi olanı istemekle bir hileye başvurmak arasında ince bir çizgi olduğunu gözler önüne seriyor. Ailelerin ve eğitimcilerin, birlikte hareket ederek çocukların eğitim hayatında sağlam bir temelle ilerlemeleri en büyük arzuları haline gelmeli. Çocukların kendi çabaları ile başarılı olmalarına olanak tanımanın, daha kalıcı bir öğrenme sağladığı da bir gerçek. Bu tür olayların yaşanmaması için tüm tarafların üzerine düşeni yapması gerekmektedir. Anne yakalandı; ancak bu tür hataların önüne geçmenin en etkili yolunun eğitim ve iletişim olduğu unutulmamalıdır.