Çanakkale, 2023 yılının Ekim ayında uluslararası göçmen krizinin trajik bir yüzünü daha gösterdi. Türkiye’nin kuzeybatısında yer alan bu tarihi şehir, Akdeniz’in güvenli bölgelerinden biri olmasına rağmen, göçmenlerin hayata tutunma umutları karanlık bir faciayla son buldu. Çanakkale açıklarında meydana gelen olayda, aralarında kadınlar ve çocukların da bulunduğu toplamda 9 göçmen hayatını kaybetti. Bu üzücü olay, yaşanan krizin boyutunu bir kez daha gözler önüne serdi ve ülkedeki göçmen politikalarına dair tartışmaları alevlendirdi.
Olay, akşam saatlerinde Çanakkale açıklarında bir şişme botun battığı yönünde gelen ihbarla başladı. Arama kurtarma ekipleri, derhal olay yerine intikal ederek bölgedeki arama çalışmalarına başladı. İlk belirlemelere göre, botta bulunan göçmenlerin sayısı 30’a yakındı ve bunların çoğu Suriye, Afganistan ve Afrika'nın çeşitli ülkelerinden gelen bireylerden oluşuyordu. Yaşanan felaketin boyutunu belirlemek için gün boyu süren çalışmalar sonucunda 9 kişinin cesedine ulaşıldı. Bu olay, göç güzergâhlarının ne denli tehlikeli olduğunu bir kez daha hatırlatırken, insan kaçakçılığının da nasıl büyük bir soruna dönüştüğünü gözler önüne serdi.
Çanakkale’de yaşanan bu acı olay, Türkiye’nin yıllardır süregelen göçmen kriziyle mücadele etme biçimini sorgulatıyor. Ülke, hem coğrafi konumu hem de uluslararası politikaları nedeniyle birçok göçmen için geçiş noktası haline gelmiş durumda. Ancak, pek çok göçmen için bu süreç, hayati tehlike ve belirsizlikle dolu. Olayla ilgili açıklamalarda bulunan yerel yetkililer, bu tür trajedilerin önlenmesi adına daha etkin göçmen politikaları geliştirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Ayrıca, sosyal medya üzerinden birçok kullanıcı, hükümetin bu konudaki tutumunu eleştirerek, daha insani bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini ifade etti.
Bölgedeki sivil toplum kuruluşları da olayın ardından harekete geçerek, göçmenlere yönelik destek faaliyetlerini artırmayı planlıyor. Göçmenlerin daha güvenli koşullarda seyahat etmelerini sağlamak için uluslararası işbirliklerinin artırılması gerektiği konusunda hem fikir olan uzmanlar, bilinçli bir kamuoyu yaratmanın da önemine vurgu yapıyor. Çanakkale'deki bu facianın, daha geniş çapta bir tartışmanın kapısını aralaması ve göçmen politikalarının gözden geçirilmesi gerektiği çağrısının yapılmasına vesile olmasını umuyoruz.
Sonuç olarak, Çanakkale’de yaşanan bu acı olay, sadece kaybedilen 9 hayatla sınırlı kalmamalı. Türkiye’nin göçmen politikalarını, insan haklarını ve uluslararası yükümlülüklerini yeniden değerlendirmesi gerekiyor. Bu tür trajik olayların bir daha yaşanmaması için bütün dünya ülkelerinin ortaklaşa adım atması gerektiği bir gerçek. Bu zor günler, sadece ülkeleri değil, insanları da daha insani bir perspektifle bir araya getirerek, dayanışmanın önemini göstermelidir.
Gözlerden uzak, bir anlık trajedi olarak kalmaması gereken bu olayın, uluslararası arenada yankı bulması, göçmenlerin yaşadığı zorlukların daha etkili bir şekilde ele alınabilmesi için bir fırsat oluşturabilir. Umut ediyoruz ki, bu trajedi, gelecekte benzer olayların önlenmesine ve daha insan odaklı politikaların geliştirilmesine yardımcı olacaktır.