Çin'in lideri Şi Jinping, uluslararası ilişkilerde önemli bir dönüm noktası olarak nitelendirilebilecek bir ziyaret gerçekleştirmek üzere Rusya'nın başkenti Moskova'ya gidiyor. 9 Mayıs'ta yapılacak olan Zafer Günü kutlamalarına katılacak olan Şi, bu etkinliği yalnızca tarihsel bir anma olarak değil, aynı zamanda Çin ve Rusya arasındaki stratejik ortaklığın pekiştirilmesi açısından da kritik bir fırsat olarak değerlendiriyor.
Zafer Günü, II. Dünya Savaşı’nda Nazi Almanyası'na karşı Sovyetler Birliği'nin kazandığı zaferin yıldönümünü kutlamak amacıyla her yıl 9 Mayıs'ta düzenleniyor. Moskova’nın Kızıl Meydanı'nda yapılan askeri geçit törenleri bu kutlamaların en önemli parçalarından biri. Bu yılki tören, savaşın sona erdiğinin 78. yıl dönümüne denk geliyor. Rusya, Zafer Günü'nü yalnızca tarihi bir zafer olarak değil, aynı zamanda milliyetçi bir duygunun pekiştirilmesi ve uluslararası arenada güç gösterisi olarak da kullanıyor. Özellikle Batı ülkeleriyle yaşanan gerginlikler göz önüne alındığında, bu tür anma etkinlikleri, ulusal birliğin simgesi olarak öne çıkıyor.
Şi Jinping’in bu uluslararası etkinliğe katılması, sadece bir protokol ziyareti olmanın ötesinde. Çin ile Rusya arasındaki ilişkilerin giderek yakınlaştığı bu dönemde, iki ülkenin ortak çıkarlar doğrultusunda daha güçlü bir işbirliği geliştirmesi bekleniyor. Her iki ülkenin de ABD ve Batı dünyası ile gergin ilişkileri, kurdukları ittifakın arka planında önemli bir faktör. Bununla birlikte, Çin’in Rusya’ya olan desteği, özellikle son yıllarda giderek artan bir işbirliğinin simgesi olarak değerlendiriliyor.
Şi’nin ziyareti, aynı zamanda Çin’in dünya üzerindeki etkisini artırma çabalarının bir parçası olarak da yorumlanabilir. Uzun süredir devam eden küresel ticaret savaşları ve siyasi gerilimler, Asya-Pasifik bölgesindeki güç dengesini de etkilemekte. Çin’in Rusya ile olan ilişkilerini güçlendirmesi, ABD’nin bu bölgedeki nüfuzunu azaltma hedefi açısından kritik bir adım olarak görülüyor. Ekonomik, askeri ve politika alanındaki işbirlikleri, iki ülkenin bölgesel ve küresel ölçekte daha etkili olmalarını sağlayabilir.
Öte yandan, bu ziyaretin ardından yapılacak olan açıklamalar ve imzalanacak olan anlaşmalar, Çin ile Rusya arasında yeni bir dönemin kapısını aralayabilir. Ekonomi, teknoloji ve savunma sanayi gibi alanlarda yapılacak iş birlikleri, iki ülkenin de uluslararası alanda daha fazla söz sahibi olmasını sağlayacaktır. Bu tür siyasi ve ekonomik işbirlikleri, Antlaşmalar ve projelerin hayata geçirilmesi, her iki ülkenin de jeopolitik konumlarını güçlendirecektir. Sonuç olarak, Şi Jinping'in Rusya ziyareti, uluslararası ilişkilerde önemli bir gelişime işaret eden bir adım olarak hafızalara kazınacak.
Bunun yanı sıra, bu ziyaretin, Batı ile sürekli bir çatışma içinde olan Rusya’ya ek bir meşruiyet kazandıracağı da öngörülüyor. İki ülke arasındaki ilişkilerin bu kadar derinleşmesi, birçok ülkenin dikkatini çekecek ve dünya sahnesindeki güç dengelerini sarsacak kadar önemli bir olay olarak görünmektedir. Nitekim, Rusya'nın uluslararası platformdaki yalnızlığını azaltmak ve askeri işbirliklerini daha da derinleştirmek adına Şi'ye büyük bir umut bağladığı kesin.
Sonuç olarak, Şi Jinping'in Rusya ziyareti ve Zafer Günü kutlamalarının, Asya ve dünya politikası üzerindeki etkileri uzun vadede belirgin bir şekilde hissedilecektir. İki ülkenin gösterdiği birliktelik, sadece tarihsel bir mirastan kaynaklanmıyor, aynı zamanda geleceğin siyasi dengelerini de şekillendirme potansiyeline sahip. Bu sebeplerle, 9 Mayıs'taki kutlamalar ve sonrasındaki gelişmeler, uluslararası ilişkilerin gidişatını belirlemede kilit rol oynayacak gibi duruyor.