Son günlerde dünya basınında en çok dillendirilen konulardan biri, İsrail'in füze savunma sistemi olarak bilinen Iron Dome'un (Demir Kubbe) ABD desteği olmadan nasıl bir yol alacağı. Bir yandan bölgedeki çatışmalar artarken, diğer yandan ABD'nin stratejik desteğinin azalması, bu kritik askeri sistemin geleceğini belirsiz hale getiriyor. Üstelik, bu durum sadece İsrail için değil, bölgedeki denge ve güvenlik durumu için de tehlike arz etmekte.
ABD'nin yüzyıllardır süregelen stratejik müttefiki olan İsrail, birçok askeri ve ekonomik destek programından yararlanıyor. Ancak son zamanlarda, ABD'nin iç politikası ve dış politika gündeminin değişmesi bu destekleri dolaylı olarak etkiliyor. Biden yönetiminin hem iç hem de dış politikada yeni bir strateji benimsemesi, özellikle Orta Doğu'daki müttefikleriyle olan ilişkilerini gözden geçirmesine yol açtı. ABD, dünyada barışı teşvik etmek için daha fazla diplomasiye yönelme kararı aldı ve bu da askeri yardımların gözden geçirilmesine neden oldu.
Diğer bir etken ise, ABD'nin kendi içindeki tartışmalar. Ekonomik sıkıntılar ve artan sosyal harcamalar, askeri yardımların azaltılması yönünde bir kamuoyu oluşturdu. Bunun yanı sıra, bazı gruplar İsrail'in savunma harcamalarına yönelik eleştirilerde bulunuyor. Özellikle, Filistin meselesine dair artan eleştiriler ve insan hakları konuları, ABD halkı arasında bu konuda sorgulamalara yol açmış durumda.
İsrail, ABD desteğinin azalmasını göz önünde bulundurarak kendi savunma stratejilerini yeniden şekillendirme çabasında. Bu bağlamda, yerli üretim ve teknolojik gelişmelere ağırlık vermeye başladılar. Özellikle, kendi uzay ve siber savunma kapasitelerini güçlendirme hedefleri doğrultusunda çalışmalar başlattılar. Özellikle yerli üretim insansız hava araçları ve roket sistemleri, İsrail'in bağımsız bir savunma altyapısı oluşturma yolundaki önemli adımları arasında yer alıyor.
Ayrıca, İsrail, bölgedeki diğer ülkelerle olan ilişkilerini güçlendirmek ve ortak savunma projeleri üzerinde çalışmak için adımlar atmaya başladı. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerle kurulan yeni iş birlikleri, İsrail'in savunma kapasitesini artırmak ve bölgedeki dengeleri sağlamak için önemli bir fırsat sunuyor. Bu tür iş birlikleri, aynı zamanda ABD'nin mücadele ettiği küresel sorunlara karşı daha güçlü bir müttefik ağı oluşturma çabasını da destekliyor.
Özetle, ABD'nin desteğinin azalması İsrail için büyük bir risk oluştururken, bu durum aynı zamanda İsrail'e kendini yeniden yapılandırma ve alternatif çözümler üretme fırsatı da sunuyor. Ancak bu süreçte nasıl bir strateji izleyeceği, Orta Doğu'daki dengeleri etkileyen birçok faktörle doğrudan ilişkili. Gelecek günlerde bu dengeyi nasıl sağlayacağı merakla bekleniyor.