26 Eylül 2023 tarihinde meydana gelen Silivri depremi, İstanbul'da herkesin yüreğini ağzına getirdi. Depremin ardından İstanbul'un çeşitli bölgelerinde hasar tespit çalışmaları hemen başlatıldı. Yerel yetkililer, bu çalışmalara hızlıca yoğunlaştı ve yaklaşık 7.0 büyüklüğündeki depremin etkilerinin boyutlarını anlamak için araştırmalar sürdürülüyor. Depremin ardından yapılan ilk değerlendirmelerde, bazı binalarda yapısal hasarların olduğu, bazı bölgelerde ise hafif hasarların meydana geldiği belirlenmiştir. Bu durum, İstanbul'da yaşayanlar için büyük bir endişe kaynağı haline geldi.
Hasar tespit çalışmaları, bir deprem sonrası yaşanan durumların analiz edilmesi adına kritik bir öneme sahiptir. Bu çalışmalar, hem binaların güvenliğini sağlamak hem de olası yeni depremlerde risk seviyelerini en aza indirmek amacıyla yapılmaktadır. İstanbul’da birçok bina, depreme dayanıklı olmayacak şekilde inşa edilmiştir; bu sebeple mevcut yapıların durumu mutlaka gözden geçirilmelidir. Uzmanlar, hasar tespit süreçlerinin titizlikle yürütülmesi gerektiğini ve sürdürülebilir konut politikalarının uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu belirtmektedir.
Silivri depremi sonrası İstanbul'un birçok bölgesinde, belediye ekipleri ve uzman mühendislerden oluşan ekipler, bölgeye intikal ederek hasar tespit çalışmaları gerçekleştirmektedir. Öncelikli olarak, büyük hasar almış binalar ile içinde yaşamakta olan vatandaşların sağlığının tehlikeye girmemesi için bu binalar boşaltılmakta ve acil durum planları devreye sokulmaktadır. Ayrıca, bu süreçler kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılmakta, vatandaşların bilgilendirilmesi amaçlanmaktadır.
İstanbul'un en büyük tehditlerinden biri olan depremler, şehirleşme politikalarının yanı sıra, bireysel olarak bu konuda ne denli hazırlıklı olduğumuzla da yakından ilişkilidir. Silivri depremi sonrası yapılan hasar tespitleri, yüksek binaların ve özellikle geçmişte inşa edilen yapıların güvenlik standartlarının sorgulanmasına sebep olmuştur. Çoğu binanın, depreme karşı yeterince dayanıklı olmadığı yapılacak olan analizler ile netleştirilmektedir. Ayrıca, bu analizler sonucunda hangi binaların güçlendirilmesi gerektiği ya da hangi binaların yıkılıp yeniden yapılması gerektiği karara bağlanacaktır.
Uzmanların önerileri doğrultusunda, İstanbul’da olası bir deprem öncesinde vatandaşların, acil durum çantalarını hazırlamaları ve aileleriyle birlikte acil durum planları yapmaları büyük önem taşımaktadır. Deprem anında neler yapmaları gerektiği konusunda verilecek olan eğitimler ve seminerlerle, kamu bilincinin artırılması hedeflenmektedir. Ayrıca, inşaat sektöründe faaliyet gösteren firmaların da, binaların sağlamlığı konusunda daha dikkatli davranmaları beklenmektedir.
Sonuç olarak, Silivri depremi, İstanbul içerisinde mevcut olan yapıların dayanıklılığı hakkında birçok soruyu yeniden gündeme getirmektedir. Hasar tespit çalışmaları ise bu soruların yanıtlanması ve kentsel dönüşüm projelerinin oluşturulması açısından kritik bir başlangıç noktasıdır. Şehir planners ve mühendisler, ortaya çıkan veriler doğrultusunda, İstanbul'un deprem riski ile başa çıkabilmesi için gerekliliklerini belirleyecektir. İstanbul halkının güvenli bir yaşam alanına sahip olabilmesi için atılan bu adımların önemi giderek daha da artmaktadır ve toplum olarak bu duruma karşı hazırlıklı olmak en önemli gerekliliklerdendir.