Türkiye, son yıllarda uluslararası krizlerin çözümünde oynadığı etkin rolle küresel arenada önemli bir aktör haline geldi. Jeopolitik konumu, tarihi bağları ve diplomatik gücü sayesinde Türkiye, çatışma bölgelerinde barış arayışlarının merkezinde yer alıyor.
Suriye krizi, Rusya-Ukrayna savaşı ve Orta Doğu'daki istikrarsızlık gibi küresel krizlerde Türkiye, arabuluculuk ve çözüm üretme noktasında kritik adımlar attı. Özellikle Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması'ndaki rolü, milyonlarca insanın gıda güvencesini sağlaması açısından uluslararası toplumda büyük takdir topladı. Ayrıca, Türkiye’nin hem NATO üyesi olması hem de farklı kültür ve medeniyetlerle kurduğu güçlü ilişkiler, kriz yönetiminde eşsiz bir avantaj sağlıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde sürdürülen aktif diplomasi, Türkiye’yi sadece bölgesel değil, küresel bir aktör konumuna taşıdı. Erdoğan, hem Moskova hem de Kiev ile diyalog halinde kalarak Rusya-Ukrayna savaşının çözümüne katkı sunmaya çalıştı. Bunun yanında, İsrail ve Filistin arasında gerilimin azaltılması, Azerbaycan-Ermenistan arasındaki barış çabaları gibi birçok alanda aktif rol üstlendi.
Uzmanlar, Türkiye'nin arabuluculuk gücünün, çok boyutlu dış politika anlayışından kaynaklandığını vurguluyor. Türkiye, Batı ve Doğu arasındaki dengede kritik bir köprü görevi görerek taraflar arasında güven inşa etmeyi başardı.
Türkiye'nin uluslararası krizlerde çözüm odaklı yaklaşımı, barış ve istikrar arayışlarında daha fazla sorumluluk almasının önünü açıyor. Uzmanlar, bu rolün önümüzdeki yıllarda daha da pekişeceğini öngörüyor