Yarım asrı aşkın bir süredir, eski bir sokakta yer alan 20 metrekarelik minik bir dükkanda, zamanın durmaması için mücadele eden bir ustanın hikayesi dikkat çekiyor. 58 yıl boyunca kesintisiz olarak çalışan bu zanaatkar, yüzlerce saat tamir ederek ve onararak, hem geçmişe özlemi hem de geleceğe dair umudu simgeliyor. Üstelik, bu küçük dükkan sadece bir iş yeri değil, aynı zamanda anılar biriktirilen, dostlukların kurulduğu ve yaşam deneyimlerinin paylaşıldığı bir mekan haline gelmiş durumda.
Bu 20 metrekarelik dükkan, içeri adım atan herkesin hissettiği yoğun bir atmosferle dolu. Duvardaki aletler, masaların üzerindeki tamir için bekleyen saatler ve ustanın titiz çalışmaları, burada yaşanan her anı gözler önüne seriyor. Müşterilerine sadece tamir hizmeti sunmakla kalmayan ustanın, onlara hayat hikayelerini, işin inceliklerini ve zamanın değerini de aktarması, bu dükkanın değerini artırıyor. Her bre bunun yanı sıra, tamir edilen saatler artık sadece birer nesne olmaktan çıkıyor; her biri birer hikaye, birer anı haline geliyor. Usta, kendine ait bu özel alanda, geçmişin izlerini taşıyan saatlerin yanı sıra, genç neslin zamanla olan ilişkisini de zenginleştirmeyi hedefliyor.
Zaman, sanatçıları ve zanaatkarları en çok etkileyen unsurlardan biridir. Usta, yıllar içinde birçok zorlukla karşılaştığını itiraf ediyor; teknolojinin gelişimi, hazır saatlerin artışı gibi faktörler işini zorlaştırmış olsa da, o her daim el emeklerinin ve ustalığının peşinden koşmayı sürdürmüş. Müşterileri, dükkanına girerken sadece bir saat bırakmakla kalmıyor, aynı zamanda ondan zamanın kıymetini ve onarımın inceliklerini öğrenmek için de gelir hale gelmiş. “Zaman, akıp gitse de biz burada durup düşünmeliyiz.” diyen usta, aslında herkesin göz ardı ettiği bir gerçeğe işaret ediyor: Zamanı kullanmak, ondan en iyi şekilde yararlanmak istiyorsak, onun değerini bilmemiz gerekiyor.
İşini tutkuyla icra eden bu kişi, geçirdiği her günün kıymetini bilerek, hayatına anlam katıyor. Dükkanının kapısını açtıktan sonra gençlerle yaptığı konuşmalar ve paylaştığı anekdotlar, onlara zamanın sadece bir ölçü birimi değil, aynı zamanda yaşanacak anların birikimi olduğunun bilincini kazandırıyor. Usta, bu şekilde genç neslin el işçiliği ve eski dostlukları anlamasına fırsat tanıyor. Gerçekleştirdiği her tamir, toplumda kaybolmaya yüz tutmuş olan geleneksel zanaatkarlık anlayışını da yeniden canlandırma çabasını simgeliyor.
Zamanın durmaması için 58 yıl boyunca çalışan bu usta, hem bir zanaatkar hem de bir öğretmen olarak hayatına devam ediyor. Her gün dükkanını açtığında, geçmişin izlerini taşıyan saatlerle buluşuyor ve her biriyle kendi hikayesini gözden geçiriyor. Onun için bu dükkan sadece bir işyeri değil, aynı zamanda bir yaşam alanı, düşüncelerin kaydedildiği bir günce niteliğindedir. Zamanın getirdiği değişimlere karşı koyma arzusu, sosyal medya aracılığıyla daha geniş kitlelere ulaşmasını da sağlıyor. Her geçen gün daha fazla insan, geçmişe dair bu değerlerin peşinden koşmak için dükkanına geliyor.
Sonuç olarak, yılların getirdiği tecrübenin ve azmin sonucu olarak bu küçük dükkan, zamanın değişmez bazı gerçeklerini bizlere hatırlatmayı sürdürüyor. Ustanın hikayesi, yalnızca bir işin nasıl yapıldığını değil, aynı zamanda yaşamın içindeki anların değerini bilmenin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Bu dükkan, geçmişle geleceği birleştiren bir köprü gibi, anılara ve zamanın akışına karşı direncin simgesi haline gelmiş durumda. Usta, zamanın durmaması için çalışmaya devam ettikçe, dükkanında biriken anılar ve hikayeler de zamanla daha da büyüyecek.